EDİRNE KONFERANSLARINDA EDİRNE’DE GÜL VE GÜL YAĞCILIĞI KONUŞULDU

Edirne’ye ait değerlerin alanında uzman konuklar tarafından ele alındığı Edirne Konferansları’nda Nilüfer Umut Köylüoğlu, Edirne gülü ve gül yağcılığı hakkında bilgiler verdi.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından organize edilen Edirne Konferansları’nın ikinci serisinin yedinci bölümüne Nilüfer Umut Köylüoğlu konuk oldu. Merkez Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin’in moderatörlüğünde Merkez Kütüphane Recep Zogo Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Edirne Gülü ve Gül Yağcılığı konferansında Nilüfer Umut Köylüoğlu, gülün bitkisel kıymetinin yanı sıra sembolik değerinden yola çıkarak Edirne’de gül yetiştiriciliği ve gül yağcılığı hakkında bilgiler verdi.

Konferansın açılışında bir konuşma yapan Merkez Müdürü Doç. Dr. Nurten Çetin, gülün tarihimizde önemli bir yer tuttuğunu belirterek “Gül, tarih boyunca eserlere konu; şairlere ilham kaynağı olmuş bir çiçek. Başta Edirne Sarayı olmak üzere Osmanlı Devleti saraylarının has bahçelerinde de büyük gül bahçelerinin olduğunu biliyoruz. Öte taraftan yüzümüzü Balkanlara çevirecek olursak gülün o topraklara buradan ihraç edildiğini görmekteyiz. Bugün kozmetik ve gıda gibi sektörlerde kullanılan gül bilhassa Osmanlı döneminde ateşli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.” dedi.

Trakya Üniversitesinin başlatmış olduğu Edirne gülü çalışmalarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla düzenledikleri konferansın konuşmacısı Nilüfer Umut Köylüoğlu’nun uzmanlık çalışmasını Edirne gülü üzerine yaptığına dikkat çeken Çetin, katılımından ötürü kendisine teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Öz geçmişinin aktarılmasının ardından Edirne gülü ve gül yağcılığı hakkında bilgiler veren Nilüfer Umut Köylüoğlu Edirne’nin İslam öncesi ve sonrası kültür yapısından bahsetti. Gülün ve gül yağının Edirne ve çevresinde yetiştiriciliğini ve kullanım alanlarını aktaran Köylüoğlu “Tıp tarihinde gülün önemli yer almasının sebebi birçok hastalığa karşı kullanılıyor olmasıdır. Çiçek hastalığına karşı geliştirilen ilk doğal bağışıklama yöntemi olduğunu bize en güzel Lady Montagu’nün mektupları anlatıyor. Ülkemizin ilk radyoloğu Edirne’ye yerleşerek şehrin kültür tarihine hizmetler veren Dr. Rıfat Osman da gülün öneminden bahsediyor. Atatürk hastalandığında seramik sanatçısı Füreya Koral, kendisine gül sirkesi yollamış, bu sayede düşürülemeyen ateşi düşürülmüştür. Gül, inancımıza göre Hz. Muhammed’in tırnağından veya yüzünden damlayan ter damlasından kokusunu almaktadır.” dedi.

Gülün tam olarak hangi tarihlerde yetiştirilmeye başlandığına dair net bir bilgi olmadığını ifade eden Nilüfer Umut Köylüoğlu, Edirne gülünün Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçtiğini belirtti. Edirne gülünün ilk olarak Kızanlık ve çevresinde yaygınlaştığını daha sonra göçlerle Diyarbakır, Trabzon, Adana, Kastamonu, Aydın, Bursa, Konya’ya taşındığını söyleyen Köylüoğlu, günümüzde gül yetiştiriciliğinde sadece Isparta’nın başarılı olduğunu ve Edirne gülünün bugün Isparta’da yetiştiğini ifade etti.

Konferans, hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Ek Resimler
Bu içerik 09.06.2022 tarihinde yayınlandı ve toplam 397 kez okundu.